ÖZET
Amaç:
Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemisi sürecinde viral bulaşma riskini azaltmak için birçok ülkede örgün eğitime ara verilmiş ve uzaktan eğitime geçilmiştir. Bu çalışmada COVID-19 pandemisi nedeniyle uzaktan eğitim alan tıp öğrencilerinin uzaktan eğitime yönelik tutum ve görüşlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Sonuç:
Uzaktan eğitime katılan öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri uzaktan eğitimin etkinliğini, öğreticiliğini, kişisel uygunluğunu ve öğrencilerin yatkınlığını önemli derecede etkilemektedir.
Bulgular:
Katılımcıların %67,7’si (n=224) kadın, %61,3’ü (n=203) 1. sınıf, %14,8’i (n=49) 2. sınıf, %10,3’ü (n=34) 3. sınıf, %9,4’ü (n=31) 4. sınıf ve %4,2’si (n=14) 5. sınıf öğrencisi idi. Kişisel uygunluk ve etkinlik cevap puanları 3. sınıf öğrencilerinde diğer sınıflara göre anlamlı olarak daha yüksek bulunurken, yatkınlık faktör puanları arasında anlamlı bir fark gözlenmedi (sırasıyla p<0,001, p<0,001, p=0,109). Tek çocuk olanların etkinlik faktörü yanıt puanları, dört ve daha fazla kardeşi olanlara göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,014). Kendi odası olanların olmayanlara göre kişisel uygunluk ve etkinlik puanları daha yüksekti (sırasıyla p<0,001, p<0,001). COVID-19 nedeniyle yakınını kaybetmiş öğrencilerin yatkınlık faktörü puanı diğer katılımcılara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (p=0,046).
Gereç ve Yöntem:
2019-2020 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında tıp fakültesinde uzaktan eğitim alan 331 öğrenci değerlendirildi. Sosyo-demogrofik Veri Formu ve Uzaktan Eğitim Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği uygulanarak tanımlayıcı ve kesitsel bir çalışma yapıldı.
GİRİŞ
Aralık 2019’da Çin’in Wuhan eyaletine bağlı Hubei eyaletinde başlayan ve hızla tüm dünyaya yayılan Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemisi, sağlık, ekonomi ve sosyal alanların yanı sıra eğitim sisteminde de büyük bir krize neden oldu. Pandemiyi kontrol altına almak için birçok ülke okullarda yüz yüze eğitime geçici olarak ara vermek zorunda kaldı. Kesintiye uğrayan eğitim faaliyetlerinin devamı için alternatif yöntemler araştırıldı1,2. Eğitim kurumlarında örgün eğitime alternatif olarak birçok ülkede ve ülkemizde uzaktan eğitime geçilmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü 7 Nisan 2020 tarihli verilerinde, pandemiden etkilenen 188’den fazla ülkede toplam öğrenci nüfusunun yaklaşık %91’inin okuldan uzak kaldığını bildirdi. Türkiye’de ilk COVID-19 olgusu 11 Mart 2020 tarihinde tespit edilmiş ve diğer ülkelerde olduğu gibi okullar kapatılarak uzaktan eğitime başlanmıştır3.
Uzaktan eğitim, öğrenci ve öğretmenlerin farklı yerlerde bulunarak uydu, video, bilgisayar gibi araçlar kullanılarak öğretim etkinliklerinin sağlanmasıdır4,5. Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitime göre daha ucuz, daha esnek ve bireyselleştirilmiş özelliklere sahiptir6,7. Ancak teknolojiye bağımlılığı nedeniyle her an herkes tarafından erişilebilir olmaması, öğrencilerin sosyalleşmesinin azalması, beceri ve tutum geliştirmede etkisiz kalması, uygulamalı derslerde sorun yaşanması, kendi kendine çalışma alışkanlığı geliştirmemiş öğrencilerin eğitimlerinin yetersiz olması gibi birçok dezavantajı bulunmaktadır8. Dünyada ve ülkemizde koronavirüs salgını nedeniyle ani ve ivedi bir şekilde üniversitelerde uygulanmaya başlayan uzaktan eğitim sistemi, özellikle tıp fakülteleri gibi uygulamaya yönelik fakültelerin eğitiminde sorunlara neden olabilir. Bu çalışmada COVID-19 pandemisi sürecinde uzaktan eğitim alan tıp fakültesi öğrencilerinin uzaktan eğitime yönelik tutum ve görüşlerini değerlendirdik.
GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışmamız için Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yerel Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay alındı (tarih: 17/12/2020 sayı: B.30.2.ATA.0.01.00/324). Ayrıca Uzaktan Eğitim Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği’nin kullanımı için de izin alındı. Bu çalışma, Helsinki Bildirgesi’ne uygun olarak tasarlandı, kesitsel ve tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırmaya katılmayı kabul eden ve uzaktan eğitim alan tıp fakültesi 1.-5. sınıf öğrencileri çalışmaya dahil edildiler. Dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri staj döneminde olmalarına rağmen tüm eğitimlerini online olarak sürdürdüler. Altıncı sınıf öğrencileri yüz yüze eğitime devam ettikleri için araştırmaya dahil edilmediler. Öğrencilere çalışma hakkında bilgilendirme mesajı gönderilerek çalışmanın anket linki online platformda paylaşıldı. Anketin ilk sayfasında katılımcıların araştırmaya katılmayı kabul ettiklerine dair aydınlatılmış onam metni yer almakta olup, onam alındıktan sonra anket sorularına geçilebilmekteydiler. 2019-2020 eğitim-öğretim yılı bahar yarıyılında uzaktan eğitim alan 1., 2., 3., 4. ve 5. sınıflarda öğrenim gören 331 öğrenci araştırmaya katılmayı kabul etti ve onam verdiler. Öğrencilere Sosyo-demografik Veri Formu ve Uzaktan Eğitim Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği olmak üzere iki ölçekte sorular soruldu.
Sosyo-demografik Veri Formu, öğrencilerin tanımlayıcı özelliklerine ilişkin verileri belirleyen bir formdur. Bu formda katılımcılara yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi, medeni durum, sigara içme durumu, çocuk sahibi olma, kardeş sayısı, anne baba eğitim durumu, aile yapısı, ekonomik durumu, evde yaşayan kişi sayısı, kendilerine ait bir odanın olup olmadığı, aile yapısı, ekonomik durumu, ikamet yeri, online erişim için bir cihazın varlığı, internete erişimde sorun yaşama sıklığı ve yakınlarının COVID-19 nedeniyle ölüp ölmediği soruldu.
Uzaktan Eğitim Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği Yıldırım ve ark.9 tarafından 2014 yılında Atatürk Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde geliştirilmiştir. Ölçeğin tümünün iç tutarlılık analizinin Cronbach alfa katsayısı 0,864 olarak hesaplanmıştır. Üniversitemiz tıp fakültesi öğrencileri ile yaptığımız çalışmada Cronbach alfa katsayısı 0,728 olarak hesaplandı. Ölçek kişisel uygunluk, etkililik, öğreticilik ve yatkınlık olmak üzere 4 alt gruptan oluşmaktadır. Ölçeğin tamamı kişisel uygunluk ile ilgili 6 soru, etkililik ile ilgili 5 soru, öğreticilik ile ilgili 4 soru ve yatkınlık ile ilgili 3 soru olmak üzere toplam 18 sorudan oluşmaktadır. Anket sorularına verilen cevaplar bir (hiçbir zaman) ile dört (her zaman) arasında puanlanır. Toplam puan 18 ile 72 arasında değişmektedir. Yüksek puanlar olumlu tutum ve görüş düzeyini göstermektedir.
İstatistiksel Analiz
Araştırmanın verileri IBM Statistical Package for Social Sciences 22.0 istatistik paket programı ile değerlendirildi. Veriler ortalama, standart sapma, medyan, minimum, maksimum, yüzde ve sayı olarak sunuldu. Sürekli değişkenlerin dağılımlarının normalliğini değerlendirmek için Shapiro Wilk-W testi ve Kolmogorov-Smirnov testi kullanıldı. Normal dağılıma sahip iki bağımsız grup arasındaki karşılaştırmalarda Independent Sample t-testi, normal dağılıma uymayan iki grup arasındaki karşılaştırmalarda Mann-Whitney U testi kullanıldı. Normal dağılıma sahip ikiden fazla bağımsız gruptaki sürekli değişkenlerin karşılaştırmaları ANOVA testi ile normal dağılım göstermeyen grupların karşılaştırmaları ise Kruskal Wallis testi ile yapıldı. ANOVA testi sonrası post-hoc testler, varyansların homojen olduğu durumlarda Tukey testi, varyansların homojen olmadığı durumlarda ise Tamhane T2 testi kullanılarak yapıldı. Kruskal-Wallis testinden sonra post-hoc testler için Kruskal-Wallis One-Way ANOVA (k numune) testi uygulandı. İstatistiksel anlamlılık sınırı p<0,05 olarak kabul edildi.
BULGULAR
Çalışmamıza üniversitemiz tıp fakültesi 1., 2., 3., 4. ve 5. sınıf öğrencilerinden toplam 331 katılımcı dahil edildi. Katılımcıların Sosyo-demografik Veri Formu’na verdikleri cevaplar Tablo 1’de gösterilmiştir. Uzaktan Eğitim Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği’nde yer alan faktörlerin puanları Tablo 2’de gösterilmiştir.
Çalışmamızda cinsiyet ile kişisel uygunluk, etkililik, öğreticilik ve yatkınlık faktörleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (sırasıyla, p=0,94, p=0,36, p=0,49, p=0,06). Öğrencilerin ekonomik durumları ile kişisel uygunluk, etkililik ve öğreticilik faktörleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (sırasıyla p=0,086, p=0,051, p=0,528). Ekonomik durumu iyi olmayan katılımcılarda yatkınlık faktörü diğer katılımcılara göre daha yüksek bulundu (p=0,01).
Etkililik faktörü toplam puanı, tek çocuğu olanlarda (2,43±0,68), dört ve daha fazla kardeşi olanlardan (1,75±0,8) istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0,014). Uzaktan eğitime yönelik görüşlerde kardeş sayısı ile diğer faktörler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı (kişisel uygunluk p=0,098; öğreticilik p=0,061; yatkınlık p=0,100). Katılımcıların sınıf düzeyi, aynı evi paylaşan kişi sayısı ve özel oda varlığı ile Uzaktan Eğitim Öğrencilerinin Uzaktan Eğitime Yönelik Görüşleri Ölçeği’nde yer alan faktörler arasındaki ilişki Tablo 3’te gösterilmiştir.
Sigara içen, içmeyen ve sigarayı bırakan öğrenci grupları arasında uzaktan eğitime kişisel uygunluk faktörü ve öğretim faktörü açısından istatistiksel fark yoktu (sırasıyla, p=0,096, p=0,226). Etkililik faktörü yanıt puanları sigara içen ve içmeyenlerde içenlere göre daha yüksekti (p=0,039). Sigara içenlerde yatkınlık yanıt puanları içmeyenlere göre daha yüksekti (p=0,010).
Yakınını COVID-19 nedeniyle kaybeden grupta (2,15±0,70) yakınını kaybetmeyen gruba (1,96±0,77) göre yatkınlık faktörü puanı anlamlı olarak yüksekti (p=0,046). Diğer faktörler (kişisel uygunluk p=0,993; etkililik p=0,881; öğreticilik p=0,911) açısından iki grup arasında anlamlı fark yoktu.
Öğrencilerin uzaktan eğitime bağlanabilecekleri kişisel cihazlarının olup olmaması kişisel uygunluk, etkililik, öğreticilik ve yatkınlık puanlarında anlamlı bir fark oluşturdu (p=0,877, p=0,885, p=0,852, p=0,062, sırasıyla). Öğrencilerin babalarının eğitim durumu ile uzaktan eğitime yönelik görüşleri arasındaki ilişki, alt gruplarda örneklem büyüklüğünün yetersiz olması nedeniyle değerlendirilememiştir. Öğrencilerin yaşadıkları yer ile uzaktan eğitime ilişkin görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı (kişisel uygunluk p=0,157; etkililik p=0,742; öğreticilik p=0,910; yatkınlık; p=0,787). Öğrencilerin internete bağlanırken sorun yaşama sıklığı ile uzaktan eğitime ilişkin görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (kişisel uygunluk p=0,792, etkililik p=0,805, öğreticilik p=0,643, yatkınlık p=0,209).
TARTIŞMA
Çalışmamızda uzaktan eğitime yönelik tutum ve görüşlerin cinsiyet ve yaşanılan yer dışındaki birçok sosyo-demografik özellik ile ilişkili olduğunu tespit ettik. Aynı evi paylaşan birey sayısındaki artışa neden olan düşük sosyo-ekonomik düzeyin ve kendi odasının olmamasının uzaktan eğitime uyumu azalttığını tespit ettik. Sigara içenlerin ve yakınlarını COVID-19 nedeniyle kaybedenlerin uzaktan eğitime daha uyumlu olduğunu dözlemledik.
Cinsiyetin uzaktan eğitimin etkililiği üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı belirtilmiştir10,11. Bircan ve ark.12 2018 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) tarafından verilen zorunlu dersleri alan 3413 fakülte öğrencisi ile yapılan araştırmada cinsiyetin uzaktan eğitime yönelik görüşleri etkilemediği tespit edilmiştir. 2020 yılında Georgia Eyalet Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndaki 769 öğrenci COVID-19 nedeniyle değerlendirilmiş ve cinsiyetin öğrencilerin uzaktan eğitime bakışında fark yaratmadığı belirlenmiştir13. Çalışmamızda da literatürle uyumlu olarak cinsiyetin uzaktan eğitime yönelik tutum ve görüşleri etkilemediğini bulduk. Bu analizler, cinsiyet ayrımı olmaksızın uzaktan eğitimin öğrenciler üzerinde ortak bir etkiye sahip olduğu sonucuna varmamıza yardımcı olmaktadır.
Literatürde öğrencinin aldığı sınıf ile uzaktan eğitime ilişkin öğrenci görüşleri arasındaki ilişki açısından farklı sonuçlar bildiren araştırmalar bulunmaktadır14,15. Çalışmamızda 3. sınıf öğrencilerinin kişisel uygunluk ve etkililik puanları diğer sınıf öğrencilerine göre daha yüksek bulunmuştur. Bunun 3. sınıf ders müfredatı ve 1. ve 2. sınıfta aldıkları yüz yüze eğitimin etkisi ile ilgili olduğunu düşündük. Yine 3. sınıf öğrencilerinin bu kadar uygulamaya dayalı eğitim almaması. 4. ve 5. sınıf öğrencileri böyle bir sonuca yol açmış olabilir.
2020 yılında yapılan bir çalışmada Başaran ve ark.16 kardeş varlığının uzaktan eğitimi olumsuz etkilediğini bildirmiştir. Çalışmamızda kardeş sayısı arttıkça etkinlik faktörünün olumsuz etkilendiği saptanmıştır. Aynı evi paylaşan kişi sayısındaki artışın da uzaktan eğitimin kişisel uygunluk ve etkililik faktörlerini olumsuz etkilediğini tespit ettik. Katılımcıların ailelerinde birey sayısının fazla olması veya aynı evi paylaşan kişi sayısının fazla olması, uzaktan eğitim materyallerinin yaygın olarak kullanılması ve uzaktan eğitim ortamı nedeniyle derslerin düzenli takip edilememesine neden olmaktadır. Bu nedenle, kardeş sayısı ve aynı evi paylaşan kişi sayısı arttıkça uzaktan eğitime yönelik olumsuz tutumlar ortaya çıkmaktadır.
Sosyo-ekonomik durumun neden olduğu kardeş veya ortak ev sahibi sayısının fazla olması, uzaktan eğitimde gerekli imkanları kısıtlamakta ve uzaktan eğitime yönelik olumsuz bir durum yaratmaktadır. Bizim çalışmamızda diğer faktörlerin aksine aynı evi paylaşan kişi sayısı arttıkça öğretim faktörü puanı da yükselmektedir. Literatürde bu konuda herhangi bir veri bulunmamakla birlikte bunu aynı evi paylaşan öğrencilerin öğrenme sürecinde birbirlerine destek olmalarına bağladık.
Çalışmamızda kendine ait odası olan katılımcıların kişisel uygunluk ve etkinlik puanlarının daha yüksek olduğunu tespit ettik. Kumaş’ın17 Uşak Üniversitesi’nde uzaktan eğitimin öğrenciler üzerindeki etkisini değerlendirmek için 2020 yılında yaptığı bir çalışmada, kişisel oda olmamasının ve odayı başka kişilerle paylaşmanın eğitimi olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Ev ortamında nitelikli bir uzaktan eğitim sürecinin devam etmesinde en önemli etken çevresel faktörlerdir. Bu faktörler, öğrencilerin öğrenme sürecinde sahip oldukları fiziksel, zihinsel, sosyal ve psikolojik yönler açısından etkileşimli bir bütün haline gelmelidir. Literatür ve çalışmamız ışığında öğrencilerin etkili ve nitelikli bir öğrenme süreci geçirmeleri için çevresel faktörlerin amaca uygun yönde düzenlenmesi gerekmektedir.
Çalışmamızda sigara içenlerin uzaktan eğitime yatkınlığı içmeyenlere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Bu sonucun uzaktan eğitimin sigara içmeye daha elverişli bir ortam sağlamasından kaynaklandığını düşünmekteyiz. Bakov ve ark.2 öğrencilerin uzaktan eğitim ortamını daha rahat olarak tanımladıklarını ortaya koymuşlardır. Sigarayı bırakanların uzaktan eğitimin sigara içenlere göre daha etkili olduğunu düşündüklerini bulduk. Bu durum, sigarayı bırakan kişilerin kişisel dürtülerini kontrol etme yeteneklerinin daha yüksek olması nedeniyle uzaktan eğitimi daha etkin kullanabilmelerinden kaynaklanabilir.
Kırali ve Alcı18 2016 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeki 338 öğrenciyi değerlendiren çalışmasında öğrencilerin uzaktan eğitim algıları ile kendi bilgisayarlarının olup olmadığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Ayrıca yurt dışında yapılan bir çalışmada teknolojik altyapının uzaktan eğitimi etkilediği gösterilmiştir13,19-20. Çalışmamızda kişisel cihaz varlığının uzaktan eğitim faktörlerini etkilememesi, anketimizde cihaz olarak telefon dışındaki cihazların kastedilmiş olması ancak uzaktan eğitimin mevcut akıllı telefonlarla da bağlanabilmesinden kaynaklanmış olabilir.
Çalışmamızda öğrencilerin internete bağlanırken sorun yaşama sıklığı ile uzaktan eğitime bağlı faktörler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak yapılan bir çalışmada internet erişiminde sorun yaşamayan öğrencilerin uzaktan eğitime yatkınlığının ve uzaktan eğitimde etkililiğinin daha yüksek olduğu saptanmıştır21. Bu çalışma, uzaktan eğitime etkin bir şekilde katılabilmek için internete düzenli erişimin önemini ortaya koymuştur. Çalışmamızın tam tersi sonuçlar vermesinin nedeni, öğrencilerin internet problemlerinin sıklığından bağımsız olarak soruları yanıtlamış olmaları olabilir.
Çalışmamızda öğrencilerin ikamet ettikleri yer ile uzaktan eğitime ilişkin faktörler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak Karyağdı and Yolcu’nun22 2021 yılında uzaktan eğitim konusunda yaptıkları çalışmalarında, yaşanılan yer ile uzaktan eğitim arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş ve kırsal kesimde yaşayanların uzaktan eğitim derslerini takip etme sıklığının şehirlerde yaşayanlara göre daha düşük olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda uzaktan eğitim konusunda kırsalda ve şehirde yaşayanların görüşleri arasında fark olmaması, internet erişiminin yaygınlaşması ve kırsalda uzaktan eğitimi sağlayacak altyapının koşullarının günden güne gelişiyor olmasından kaynaklanabilir. Ayrıca Karyağdı and Yolcu22 kırsalda yaşayan öğrencilerin uzaktan eğitim takip sıklığının düşük olması, kırsalda insan emeğine daha fazla ihtiyaç duyulması ve kırsalda yapılacak işlerle eğitim saatlerinin örtüşmesi ile açıklanabilir. Çalışmamızda ihtiyaç duyulan insan gücünün her geçen gün azalması ya da kırsal kesimde işlerin mevsimlik olması bu farkın ortaya çıkmamasına neden olmuş olabilir.
Yüz yüze eğitim, yaslı öğrencilerde kaygı artışına neden olabilir. Çalışmamızda yakınlarını COVID-19 nedeniyle kaybeden katılımcıların bu durumda uzaktan eğitime daha yatkın olduklarını tespit ettik.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Çalışmamızın kısıtlılığı, olguların çoğunun aynı yaş aralığında olması nedeniyle yaş ile uzaktan eğitime yönelik tutum ve görüşler arasındaki ilişkinin araştırılamamış olmasıdır.
SONUÇ
11 Mart 2020 (23 Mart 2020) tarihinde ülkemizde ilk COVID-19 olgusunun tespit edilmesinden kısa bir süre sonra Yükseköğretim Kurulu, uzaktan eğitime dijital imkanlarla üniversitelerde devam etme kararı almıştır. Çağımız ve içinde bulunduğumuz bu pandemi dönemi uzaktan eğitimi bir zorunluluk haline getirdi. Çalışmamız Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin sosyo-demografik ve psikososyal özelliklerinin uzaktan eğitime etkisini daha önce güvenilirliği kanıtlanmış bir ölçekle ortaya koydu. Bu nedenle, uzaktan eğitim tasarımcıları ve uygulayıcıları için bu faktörleri optimize etmek önemlidir.