ÖZET
Amaç:
Malnütrisyon, yaşlı erişkinlerde olumsuz sonuçları göz önüne alındığında göz ardı edilmemesi gereken bir geriatrik sendromdur. Beslenme durumunu etkileyen birçok faktör vardır. Bu çalışmada yaşlılarda malnütrisyon ile ilişkili faktörleri belirlemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem:
Bu kesitsel çalışmaya bir geriatri polikliniğine başvuran 356 yaşlı ayaktan hasta alındı. Katılımcılara kapsamlı geriatrik değerlendirme yapıldı ve beslenme durumu ile ilgili faktörler değerlendirildi. Malnütrisyon tarama ve tanısı için Mini Nutritional Assessment Tool (MNA) ve Global Leadership Initiative on Malnutrition (GLIM) kriterleri kullanıldı.
Bulgular:
Katılımcıların ortalama yaşı 72,2±6,5 yıl idi. Katılımcıların 93’ü (%26,1) GLIM kriterlerine göre malnütre olarak kabul edildi. Malnütrisyonu olan katılımcılar daha düşük yaşam kalitesi, fiziksel işlevsellik, uyku kalitesi ve daha yüksek depresif ve anksiyete semptomlarına sahipti. MNA puanları ile yaşam kalitesi puanları arasında pozitif (r=0,355, p=0,000), depresif ve anksiyete belirtileri puanları arasında negatif korelasyon (sırasıyla r=-0,346, p=0,000 ve r=-0,301, p=0,000) saptandı. Yaş ve yüksek depresif belirti puanları malnütrisyon için bağımsız değişkenler olarak bulundu [sırasıyla p=0,026, Odds oranı (OR): 1,07 ve p=0,045, OR: 1,07].
Sonuç:
Bu çalışma, malnütrisyonlu yaşlı erişkinlerde işlevsel durumda bozulma, depresif ve anksiyete belirtileri, daha düşük yaşam kalitesi ve uyku kalitesine sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Depresif belirtiler ve yaşın malnütrisyon riskini artırdığı bulunmuştur. İstenmeyen sonuçlardan kaçınmak için tüm yaşlı erişkinlerde kapsamlı geriatrik değerlendirme yapılmalıdır.
GİRİŞ
Malnütrisyon, toplum ortamlarında %8,5 ve hastane ortamlarında %28 oranında tahmini riski olan yaygın bir geriatrik sendromdur. Malnütrisyon kötü prognoz ve sağlık bakım maliyetlerinde artış ile sonuçlanabilir.1 Malnütrisyonun orijini karmaşıktır ve yaşlı erişkinlerde diyet alımını azaltan birçok faktör vardır (örneğin, iştahta fizyolojik azalma, fiziksel ve bilişsel bozulma, çiğneme ve yutma sorunları, depresyon, polifarmasi)2. Kötü sonuçlar doğuran malnütrisyon işlevsel ve bilişsel bozulma, yavaş yara iyileşmesi, bağışıklık işlev bozukluğu, daha uzun hastanede kalış süresi, daha yüksek hastaneye yeniden başvuru oranları, daha düşük yaşam kalitesi ve nihayetinde daha yüksek ölüm oranı ile ilişkilidir3,4.
En önemli halk sağlığı sorunlarından biri olan depresyonun, Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemisinden önce yaşlı erişkinlerde %38’e varan bir prevalansı olduğu bildirilmiştir5. Depresyon, iştahsızlık ve neden olduğu anoreksiya nedeniyle yaşlı erişkinlerde kilo kaybının önde gelen nedenidir6,7. Birçok çalışma, malnütrisyonun depresyon ve çoklu komorbiditelerle ilişkili olduğunu göstermiştir8,9. Kaburagi ve ark.10 el kavrama kuvveti, yürüme hızı ve depresif semptom puanlarının malnütrisyonun yordayıcıları olduğunu göstermişlerdir. Depresyonun malnütrisyonun nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu net değildir, ancak iki kavram arasında bir kısır döngüye işaret edilmektedir11.
Çalışmalar, malnütrisyonun günlük yaşam aktivitelerinde bağımlılık ve daha düşük yaşam kalitesi ile yakından ilişkili olduğunu göstermiştir12,13. Ek olarak, Feldblum ve ark.14 bilişsel ve fiziksel işlevlerdeki bozulmalar, malnütrisyon ve depresif semptomlar da dahil olmak üzere geriatrik sendromlar arasında anlamlı bir ilişki bulmuşlardır.
Kapsamlı bir geriatrik değerlendirme yaparak malnütrisyon ve ilişkili faktörleri araştıran çalışmalar da gelecekte geriatrik hastalarda farklı sorunların çözülmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle bu çalışmada beslenme durumu ile diğer geriatrik durumlar arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM
Kesitsel tipteki bu çalışmaya Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin Geriatri Polikliniği’ne Mayıs 2019-Mayıs 2021 tarihleri arasında başvuran 65 yaş ve üstü toplam 356 birey dahil edildi. Çalışmaya katılmayı kabul eden ve dışlama kriterlerine sahip olmayan bireyler çalışmaya dahil edildi. Dışlama kriterleri, kapsamlı geriatrik değerlendirmeyi etkileyen akut veya kronik enflamatuvar hastalıklar, kanser, nöromusküler hastalıklar ve ek komorbiditelerin (ciddi görme ve işitme bozuklukları, osteoartrit, periferik arter hastalığı) varlığını içerdi. Diabetes mellitus, hipertansiyon, hiperlipidemi, koroner arter hastalığı, serebrovasküler hastalıklar, nörodejeneratif hastalıklar, astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, romatizmal hastalıklar, tiroid hastalıkları gibi diğer komorbid hastalıklar sorgulandı ve en sık görülen hastalıklar sosyodemografik veriler olarak verildi. Epi Info yazılımı ile hesaplanan minimum örneklem büyüklüğü 183 katılımcıydı. Katılımcılardan bilgilendirilmiş onam alındı. Tüm katılımcılar deneyimli bir doktor tarafından, beslenme durumu, günlük yaşam aktiviteleri, anksiyete belirtileri, depresif semptomlar, zihinsel durum, sarkopeni, yaşam kalitesi ve uyku kalitesini kapsayan kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuldular.
Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi
Katılımcıların beslenme durumunu taramak için Mini Nutritional Assessment Tool (MNA) kullanıldı. Buna göre 24 ve üzeri puanlar yeterli beslenme durumu, 17-23,5 puanlar malnütrisyon riski, 17 ve altı puanlar malnütrisyon olarak kabul edilmektedir15. Daha sonra malnütrisyon tanısı için 5 kriter (3 fenotipik ve 2 etiyolojik) içeren Global Leadership Initiative on Malnutrition (GLİM) kriterleri kullanıldı. Fenotipik kriterler arasında kilo kaybı (son 6 ayda >%5 veya 6 aydan fazla sürede >%10), kas kütlesinde azalma ve düşük vücut kitle indeksi (70 yaş altı <20, 72 yaş altı <22) yer almaktadır. Etiyolojik kriterler arasında enflamasyon ve azalmış gıda alımı bulunmaktadır. Malnütrisyon tanısı için en az 1 fenotipik kriter ve 1 etiyolojik kriter gereklidir. Malnütrisyonun şiddeti fenotipik kriterlere göre belirlenir ve evre 1 (orta) ve evre 2 (ağır) malnütrisyon olarak sınıflandırılır16. Katılımcılar GLİM kriterlerine göre “yetersiz beslenmiş” ve “normal beslenme durumu olan” olarak gruplandırıldılar.
Günlük Yaşam Aktivitelerinin Değerlendirilmesi
Transfer, kontinans, banyo, tuvalet, giyinme, beslenme gibi aktivitelerdeki bağımlılık Katz Günlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi (ADL) ile değerlendirildi. Endekse göre, toplam puan 0 ile 6 arasında değişmektedir ve yüksek puanlar daha fazla bağımsızlığı göstermektedir17.
Günlük Yaşamın Enstrümantal Aktivitelerinin Değerlendirilmesi
Lawton & Brody Enstrümantal Günlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi (IADL), ev işlerinde, çamaşır yıkamada, telefon kullanmada, ulaşımda, yemek hazırlamada, alışverişte, parayı yönetmede ve ilaç almada bağımsızlığı ölçmektedir. Endekse göre toplam puan 0 ile 8 arasında değişmekte olup, yüksek puanlar daha fazla bağımsızlığı göstermektedir18.
Depresif Semptomların Değerlendirilmesi
Depresif semptomları değerlendirmek için 30 sorudan oluşan Geriatrik Depresyon Ölçeği (GDS) kullanıldı. Toplam puan ≥14 ise ölçeğe göre depresyon olarak kabul edilmektedir19,20.
Anksiyete Semptomlarının Değerlendirilmesi
Yirmi bir sorudan oluşan Beck Anksiyete Envanteri (BAI) kullanıldı. Envantere göre 0-7 arası puan, yok ya da minimum anksiyete, 8-15 arası hafif anksiyete, 16-25 arası orta düzeyde anksiyete, 26-63 puan arası şiddetli anksiyete olarak kabul edilmektedir21.
Bilişsel İşlevlerin Değerlendirilmesi
Bilişsel işlevleri değerlendirmek için Mini Mental State Examination Test kullanıldı. Testin Türk popülasyonundaki güvenirliği ve geçerliliği belirlenmiş ve hafif demans tanısı için kesme noktası 23/24 olarak bulunmuştur22.
Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi
Bireylerin yaşam kalitesi, European Quality of Life-5 Dimensions (EQ-5D) anketi ile değerlendirildi. Ankette bireylerden kendi sağlık durumlarını değerlendirmeleri istenmekte ve indeks puanı hesaplanmaktadır. 0 puan ölümü, 1 mükemmel sağlığı ve negatif değerler birinin yatalak, bağımlı ve bilinçsiz olduğunu göstermektedir. Anketin ikinci kısmı olan EQ-5D görsel analog ölçeği (VAS), bireylerden sağlık durumlarını 0 ile 100 puan arasında derecelendirmelerini istemektedir23.
Sarkopeni Değerlendirmesi
Sarkopeni teşhisi için European Working Group on Sarcopenia in Older People kriterleri kullanıldı. Kriterlere göre düşük kas kuvveti ve kütlesi gerekmektedir. El kavrama kuvveti hidrolik el dinamometresi kullanılarak ölçüldü. Kas kütlesini ölçmek için bir biyoelektrik empedans analizörü kullanıldı. El kavrama gücü ve kas kütlesi için kesme değerleri kullanıldı24,25.
Uyku Kalitesinin Değerlendirilmesi
Pittsburgh Sleep Quality scale (PSQI) kullanıldı. Ölçek 7 bileşenden oluşmaktadır ve her bileşen 0 ile 3 puan arasında derecelendirilmektedir. Toplam puanın 5 ve üzeri olması uyku kalitesinin kötü olduğunu göstermektedir26.
Beş veya daha fazla ilacın eşzamanlı kullanımı polifarmasi olarak kabul edildi.
İstatistiksel Analiz
Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) for Windows 22.0 sürümü (IBM SPSS Statistics, Armonk, NY) kullanıldı. Normallik dağılımı kontrol edildi. İki bağımsız grubu karşılaştırmak için Mann-Whitney U testi ve bağımsız örnekler t-testi kullanıldı. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için ki-kare testi ve sayısal değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için Spearman’s rank korelasyon katsayıları kullanıldı. 0 ile 0,3 (0 ile -0,3) arasındaki korelasyon katsayısı değerleri zayıf ilişki, 0,3 ile 0,7 (-0,3 ile -0,7) arası orta, 0,7 ile 1,0 (-0,7 ile -1,0) arası güçlü ilişki olarak kabul edildi27. Analize kategorik ve sürekli değişkenler eklenerek ve malnütrisyonun bağımsız faktörlerini belirlemek için “enter model” kullanılarak çok değişkenli ikili lojistik regresyon analizi yapıldı. p≤0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi ve ayrıca korelasyon analizinde “≤0,01” olan p değerleri belirtildi.
BULGULAR
Üç yüz elli altı kişinin yaş ortalaması 72,2±6,5 yıl olup, %59,0’ı kadındı. Doksan üç (%26,1) katılımcı GLİM kriterlerine göre malnütre olarak kabul edildi (85 olgu evre 1 ve 8 olgu evre 2). Malnütrisyonlu gruptaki kadın katılımcıların sıklığı ve katılımcıların yaş ortalamaları, normal beslenme durumu olanlara göre daha yüksekti. Malnütrisyonlu 93 hastadan 4’ünün MNA’ya göre yeterli beslenme durumuna sahip olduğu düşünüldü. Malnütrisyonlu grupta ADL, IADL, MMSE ve EQ-5D puanları daha düşük iken, GDS, BAI ve PSQI puanları daha yüksekti. Gruplar arasında ilaç sayısı, komorbidite sayısı, sarkopeni sıklığı ve polifarmasi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (Tablo 1).
MNA puanının BAI (r=-0,301, p=0,000) ve GDS (r=-0,346, p=0,000) puanları ile orta düzeyde negatif, EQ-5D puanı ile (r=0,355, p=0,000) orta düzeyde pozitif korelasyon vardı (Tablo 2, 3).
Varyans şişirme faktörü hesaplandı ve olası doğrusallık sorunu nedeniyle ADL, IADL ve EQ-5D puanları ve ilaç sayısı hariç tutuldu. Çok değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldı ve yaş ve GDS puanı malnütrisyon için bağımsız değişkenler olarak bulundu (sırasıyla p=0,026, OR: 1,07 ve p=0,045, OR: 1,07) (Tablo 4).
TARTIŞMA
Çalışmamız ayaktan yaşlı hastaların dörtte birinden fazlasının GLİM kriterlerine göre malnütrisyonu olduğunu ve malnütrisyonun daha yüksek depresif semptomlar ve daha kötü fiziksel işlevsellik, yaşam kalitesi ve uyku kalitesi ile ilişkili olduğunu ortaya koydu. Depresif semptom puanları arttıkça malnütrisyon riskinin arttığı bulundu.
Önceki çalışmalar, bizim sonuçlarımıza benzer şekilde, depresyon ve malnütrisyon arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir8,28. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, malnütrisyonu olan yaşlı yetişkinlerin, normal beslenme durumuna sahip olanlara göre depresif semptomlar gösterme olasılığının %31 daha fazla olduğunu göstermiştir29. Depresyon ve malnütrisyon arasındaki neden sonuç ilişkisi net olarak aydınlatılamamış olsa da, depresyonun iştah ve gıda alımı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Düşük serotonin seviyeleri ve değişmiş dopamin salınımı, depresyon gelişiminde rol oynar ve iştahı da azaltabilir30.
Çalışmamızın bir diğer önemli bulgusu da yaşın malnütrisyon için bağımsız bir risk faktörü olmasıydı. Bir meta-analizde, toplum içinde yaşayan yaşlı erişkinlerde malnütrisyonun belirleyicilerinin ileri yaş ve fonksiyonel kısıtlamalar olduğunu bildirilmiştir31. Chen ve ark.32 yaş, komorbiditeler ve depresif semptomların, kırılgan yaşlı yetişkinler arasında beslenme durumu ile anlamlı bir şekilde ilişkili olduğunu göstermiştir. Yaşlanma, kronik hastalıkların gelişimi için bir risk faktörü olduğundan, yaşlı yetişkinler daha yüksek malnütrisyon riski altındadır.
Bu çalışmada yetersiz beslenen grupta ADL, IADL, MMSE ve EQ-5D skorları daha düşüktü. Bu nedenle, malnütrisyonu olan yaşlı yetişkinlerin fiziksel bozulma, kırılganlık, düşük bilişsel işlev ve daha düşük yaşam kalitesinden muzdarip olmaları daha olasıdır. Çalışmamızda beslenme puanları ile günlük yaşam aktiviteleri puanları arasındaki ilişki malnütrisyonun işlevsellikteki önemini vurgulamaktadır. Yaşlı yetişkinleri içeren bir kesitsel çalışmada, malnütrisyonun fiziksel bağımlılıkla güçlü bir şekilde ilişkili olduğu bulunmuştur33. Ek olarak, yakın tarihli bir çalışma, düşük MNA puanlarının ADL’de depresyon ve bağımlılık ile ilişkili olduğunu göstermiştir34.
EQ-5D ve MNA skorları arasında, Jiménez-Redondo ve ark.’nın35 sonuçlarıyla tutarlı olarak, orta düzeyde pozitif bir korelasyon bulduk. De Oliveira ve ark.36 yaşlı erişkinlerde daha yüksek sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi puanlarının daha iyi fiziksel durum ve beslenme durumu ile ilişkili olduğunu göstermişlerdir. Ayrıca, beslenme durumu ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi araştıran önceki çalışmalar, iyi beslenme durumunun yaşam kalitesi için koruyucu bir faktör olduğunu öne sürmüşlerdir37,38. Bu nedenle, kötü yaşam kalitesi, bozulmuş işlevsel durum, artan sağlık hizmetleri maliyetleri ve ölüm oranları gibi olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğu için yaşlı erişkinlerde malnütrisyonu belirlemek önemlidir39.
Bizim çalışmamızda da malnütrisyonu olan bireylerin uyku kalitesinin daha düşük olduğu bulunmuştur. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, kötü uyku kalitesinin yaşlı yetişkinler arasında malnütrisyon riski ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu göstermiştir40. Uyku kalitesinin sağlıklı yaşlanmadaki rolü düşünüldüğünde, yeterli beslenmenin önemi daha da artmaktadır.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Çalışmamızın bazı kısıtlılıkları vardır. Birincisi, kesitsel doğası nedeniyle, değerlendirme sonuçları arasında neden-sonuç ilişkisi gösterilemez. İkincisi, çalışma katılımcıları üçüncü basamak bir sevk hastanesine kabul edilen yaşlı bireylerdi ve bu sonuçlar toplumda yaşayan yaşlı yetişkinlere genellenemez. Çalışmamızın güçlü yönleri, veri toplama için kabul edilebilir sayıda katılımcıyı içermesi, malnütrisyona etki eden faktörlerin net olarak değerlendirilebilmesi için gruplar arasında homojenliğin olması ve geçerli araçlar kullanılarak kapsamlı geriatrik değerlendirmeler yapılmasıdır.
SONUÇ
Bu çalışmada yaş ve depresif semptomlar malnütrisyon için bağımsız değişkenler olarak bulunmuştur. Ayrıca malnütrisyonu olan yaşlı yetişkinlerin bozulmuş işlevsel durum, depresif ve anksiyete belirtileri, daha düşük yaşam kalitesi ve uyku kalitesinden muzdarip olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterdik. Sonuçlarımız, potansiyel olumsuz sonuçlardan kaçınmak için yaşlı erişkinlerde yeterli beslenme ve psikolojik desteğin önemini vurgulamaktadır.