ÖZET
Amaç:
Akciğer kanseri hastalarında sistemik enflamasyonun rolü bilinmektedir. Kanser hastalarında depresyon başta olmak üzere psikiyatrik bozuklukların tanı ve tedavisi hastaların tedaviye uyumunu ve yaşam kalitesini artırabilmektedir. Bu çalışmada de novo metastatik akciğer kanserli hastalarda enflamatuvar belirteçler ile depresyon arasındaki ilişkinin araştırılması hedeflendi.
Gereç ve Yöntem:
Ocak-Aralık 2021 tarihleri arasında yeni tanı alan de novo metastatik akciğer kanseri 66 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların temel özellikleri, laboratuvar bulguları ve Beck Depresyon Envanteri (BDI) kemoterapi öncesi vizitte değerlendirildi.
Bulgular:
Nötrofil lenfosit oranı (NLR), platelet lenfosit oranı (PLR) ve sistemik enflamasyon yanıt indeksi (SII) BDI’ye göre depresyon saptanan grupta anlamlı derecede yüksek bulundu. NLR, PLR, C-reaktif protein/lenfosit oranı ve SII değerleri, BDI puanları ile pozitif korelasyon gösterdi. NLR için 3,63, PLR için 173 ve SII için 1208 değerlerinin depresyonu saptamak için cut-off değer olarak kullanılabileceği saptandı.
Sonuç:
Onkolojik değerlendirme sırasında biyopsikososyal yaklaşım hastalığın prognozu açısından önemli olmakla birlikte, kanserin yaşamı tehdit eden ana hastalık olması, hastanın ek bir isteği olmadıkça klinisyenlerin rutinde depresyon taraması yapmasını güçleştirmektedir. Tanı anında ölçülen rutin laboratuvar değerleri ile olası depresyon riskinin önceden tahmin edilmesi hastaların tedavi süreçlerine önemli katkı sağlayacaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışma Popülasyonu ve Örneklem
Çalışmamıza yeni metastatik (Evre 4) akciğer kanseri tanısı almış 66 hasta dahil edildi (Şekil 1). Ocak ve Aralık 2021 tarihleri arasında Üniversite Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği’nden kanser hastaları çalışmaya dahil edildi. Dahil edilme kriterleri arasında 18≥ yaş, gönüllülük ve yazılı bilgilendirilmiş onam verme isteği yer aldı. Kanser teşhisi konmadan önce psikiyatrik bozukluk öyküsü olan, demans veya başka herhangi bir organik nörolojik bozukluk öyküsü olan, Eastern Cooperative Oncology Group >2 olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Yeni teşhis edilmiş de novo metastatik akciğer kanseri olan hastaların temel özellikleri, klinik ve laboratuvar bulguları ve Beck Depresyon Envanteri (BDI) kemoterapi öncesi ziyarette değerlendirildi.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Etik Kurulu, bu kesitsel çalışmayı 22.09.2020 tarihinde 16/330 referans numarası ile onayladı. Çalışma Helsinki Deklarasyonu’na uygun olarak yapıldı. Tüm hastalar katılım için yazılı bilgilendirilmiş onay verdi.
Beck Depresyon Envanteri
Yirmi bir sorudan ve 0 ile 3 arasında puanlama sisteminden oluşmaktadır. Bireylerin yaşadığı depresyonun şiddeti, ölçekten alınan yüksek puanlarla belirlenmektedir. Her soru 0-3 puan aralığında puanlanır ve 0 ile 63 arasında değişen sonuçlar elde edilir17. BDI’nin Türkçeye uyarlaması için geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları yapılmıştır18. Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmasında kesim noktası 17’dir. Ölçekten alınan 17 ve üzeri puanların tedavi gerektirebileceği belirlenmiştir. Depresif bozuklukların %90’dan fazlasını ayırt edebildiği belirtilmiştir19. Çalışmamızda Hisli’nin18 önerdiği kesim puanlarına göre kesme puanı 17 olarak hesaplandı.
Laboratuvar Bulguları ve Enflamasyon Belirteçleri
Kanser hastalarından tedavinin değerlendirilmesi için rutin olarak istenen kan tetkiklerinin sonuçları laboratuvar bulgularından elde edildi. Kemoterapi öncesi kan testleri incelendi.
NLR=Nötrofil/lenfosit sayısı, PLR=Trombosit/lenfosit sayısı, NLPR=Nötrofil/(lenfosit × trombosit sayısı), CRP/L=C-reaktif protein seviyeleri/lenfosit sayısı, SII=Trombosit × nötrofil/lenfosit sayısı.
İstatistiksel Analiz
Çalışmanın analizinde Statistical Package for Social Sciences (SPSS) 22 programı (SPSS, IBM Inc. IL, ABD) kullanılmıştır. Normal dağılım Kolmogorov-Smirnov testi ve Skewness-Kurtosis değerleri ile değerlendirildi. Normal dağılan veriler, analitik değerlendirmede ortalama ve standart sapmalarla verildi. Normal dağılmayan veriler medyan ve minimum-maksimum değerlerle sunuldu. Normal dağılım göstermeyen bağımsız grupların karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi kullanıldı. Normal dağılıma sahip iki bağımsız grubu karşılaştırmak için Student’s t-testi kullanıldı. Kategorik verilerin karşılaştırılmasında ki-kare testleri kullanıldı. Normal dağılmayan verilerin korelasyon analizi için Spearman korelasyon testi yapıldı. Ayrıca akciğer kanserli hastalarda depresyonu yordayan faktörleri belirlemek için tek değişkenli lojistik regresyon analizi kullanıldı. Alıcı işletim karakteristiği (ROC) analizi ile, kanser hastalarında depresif semptomlar için NLR, PLR, NLPR, CRP/L ve SII kesim değerleri araştırıldı. P değeri <0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
Çalışma grubumuz 66 de novo metastatik akciğer kanseri hastasından (ortalama yaş 61,97±10,74 yıl) oluşuyordu. Erkek/Kadın (E/K) oranı 55/11 idi. Bireylerin eğitim düzeyleri incelendiğinde 61’inin (%92,4) ilkokul, ortaokul veya lise mezunu olduğu, 5’inin (%7,6) üniversite mezunu veya doktora derecesi olduğu belirlendi. Ayrıca 8 (%12,1) hastanın kırsal kesimde, 58 (%87,9) hastanın ise şehir merkezinde yaşadığı belirlendi. Hastaların 43’ünde (%65,2) önceden bilinen bir kronik hastalık mevcuttu ve 13’ünde (%19,7) polifarmasi vardı. Klinik olarak anlamlı depresyon, ortalama BDI puanı 17,14±9,52 ile %45,5 (BDI ≥17) ile desteklendi. Histolojik tipe göre 20 (%30,3) hastada küçük hücreli akciğer karsinomu, 46 (%69,7) hastada küçük hücreli akciğer dışı kanser vardı. Altmış (%90,9) hasta sigara içiyordu, 23 (%34,8) hastada ise alkol kullanım öyküsü vardı. Çalışma popülasyonunun tanımlayıcı özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur.
Altmış altı hasta BDI skoru <17 ve ≥17 olan depresyon hastası olarak iki alt gruba ayrıldı. Depresyonu olan hastalarda, depresyonu olmayan hastalarla karşılaştırıldığında, anlamlı olarak daha yüksek NLR [2,88 (1,13-14,12) - 4,37 (1,29-23,51), p=0,006], PLR [0,15 (0,06-0,71) - 0,21 (0,07-1,12), p=0,007] ve SII [962 (205-3650) vs 1510 (344-6173), p=0,002] saptandı (Tablo 1).
Spearman korelasyon analizi, BDI puanları ile NLR (r=0,298, p=0,015), PLR (r=0,308, p=0,012), CRP/L (r=0,254, p=0,039) ve SII (r=0,353, p=0,004) arasında anlamlı bir pozitif ilişki olduğunu ortaya koydu (Tablo 2).
Literatürde kanser hastalarında depresyon için paylaşılan ve onaylanmış bir NLR kesim değeri bulunmadığından, çalışma verilerimizi dikkate alarak 3,5 değerini medyan NLR’ya yakın değerlendiriyoruz. Tek değişkenli analiz sonuçları, depresyon ile NLR >3,5 [olasılık oranı (OR): 3,06, %95 güven aralığı: 1,12-8,37, p=0,030] ve daha yüksek SII değerleri (OR: 1,001, %95 güven aralığı: 1,00-1,01, p=0,014) gibi çeşitli risk faktörleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunduğunu ortaya koydu (Tablo 3).
Metastatik akciğer kanseri hastalarında yapılan ROC eğrisi analizinde NLR, PLR, SII gibi enflamasyon belirteçleri depresyon ile istatistiksel olarak anlamlı derecede ilişkiliydi (Şekil 2). Kesim, duyarlılık, özgüllük ve AUC değerleri Tablo 4’te gösterilmektedir. SII, depresyonu saptamak için en yüksek AUC değerine sahipti (AUC=0,725, kesim >1208,8, p=0,002, duyarlılık %63,3, özgüllük %63,9).
SONUÇ
Çalışmamız, yüksek NLR, PLR, CRP/L ve SII’nin metastatik kanserli hastalarda daha yüksek depresyon düzeyleri için prediktif bir faktör olabileceğini ortaya koydu. Sonuçlarımız, bir dizi depresyon nedeniyle değiştirilmiş bir enflamasyon sürecinin önemini vurgulayabilir. Mevcut çalışma, kanser hastalarında depresyonu göstermek için NLR, PLR, CRP/L ve SII gibi enflamatuvar belirteçlerin tanısal gücünü değerlendiren gerçek yaşam verileriyle birlikte önemli bir çalışmaydı. Kanser hastalarının yönetimi, tedaviye yanıt üzerindeki iyileştirici etkisine ilişkin olarak hastalara psikolojik destek sağlamaya da odaklanmalıdır. Depresyon varlığının saptanması veya yüksek depresyon riski taşıyan hastaların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır ve klinisyenler tarafından enflamatuvar belirteçlerin taranması yoluyla ümit verici bir şekilde kolaylıkla yapılmaktadır.


