ÖZET
Amaç:
Enflamasyon ile kanser arasındaki yakın ilişki vardır. Kalprotektin enflamasyon sırasında salınan bir proteindir. Bu çalışma ile neoadjuvan tedavi alan meme kanserli hastalarda kalprotektin seviyesi ile meme kanseri ilişkisi ve tedavi yanıtı için kalprotektinin prediktif rolünün araştırılması amaçlanmıştır.
Sonuç:
Hasta ve kontrol grubunun serum kalprotektin düzeyleri arasında anlamlı fark saptanmadı fakat kalprotektin seviyesi Ki67 düzeyi ile ilişkili bulundu. Bu önemli ilişkisine rağmen kalprotektin ile kemoterapi yanıtı arasında ilişki yoktu. Daha büyük örneklem sayıları ile yapılacak çalışmalar anlamlı bir fark oluşturabilir.
Bulgular:
Çalışmaya 89 hasta (69 kanser, 20 kontrol) dahil edildi. Meme kanseri hastalarının median yaşı 48 [minimum (min): 24-maksimum (maks): 73], kontrol grubunda 44,5 (min: 19-maks: 68) olarak saptandı ve iki grubun yaşları benzerdi (p=0,599). Meme kanseri hastalarında kalprotektin düzeylerinin ortalaması 28,63±30,5, median 16,5 (min: 6,7-maks: 160,7) saptandı. Kontrol grubunda ortalama 16,09±6,1 (min: 8,7-maks: 27,4) olarak görüldü ve 2 grup arasında istatistiksel fark yoktu (p=0,072). Ki67 sınıflarına göre kalprotektin değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edildi (Z=-20,043; p=0,041). Ki67 sınıfı >20 olanların kalprotektin değerleri, ≤20 olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksekti. Kemoterapi tam yanıtını ön görebilecek parametreler lojistik regresyon analizi ile değerlendirildi. Kalprotektin düzeyi ile tam yanıt arasında ilişki yoktu. Yaş artışı ile tam yanıt arasında pozitif bir ilişki vardı.
Gereç ve Yöntem:
Prospektif bir araştırma olarak dizayn edilen çalışmamızda 69 meme kanseri tanılı hasta ile hasta grubu ve 20 hasta ile kontrol grubu oluşturuldu. Örneklemin tamamından alınan kan tetkiklerinden kalprotektin çalışıldı. Hasta verileri elektronik kayıt sisteminden elde edildi. Çalışmamızda istatistiksel değerlendirmeler IBM Statistical Package for the Social Sciences Statistics 24 adlı paket program kullanılarak yapıldı.
GEREÇ VE YÖNTEM
Tıpta uzmanlık tezi olması üzere planlanan bu çalışmada nicel araştırma modellerinden tarama modeli, tarama modellerinin alt türlerinden de ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır.
Olguların Seçimi ve Tanımlanması
Çalışmamıza 15.03.2019 ile 19.10.2020 tarihleri arasında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hastanesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı ile Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Polikliniği Birimi’nde başvurusu bulunan 89 hasta dahil edilmiştir. Bu hastalardan ilgili polikliniğe başvurusu sonucu meme kanseri tanısı alan ve hastanemiz multidisipliner konseyinde neoadjuvan tedavi alması planlanan 69 meme kanseri tanılı hasta ile çalışmamızın “hasta kolu” oluşturulurken yine aynı polikliniklere meme kanseri şüphesi ile başvurusu bulunan fakat malign patoloji saptanmayan 20 hasta ile de çalışmamızın “kontrol kolu” oluşturulmuştur. On sekiz yaşından büyük ve çalışma özelinde hazırlanmış çalışmaya katılıma dair onam formunu kabul eden kişiler dahil edilmiştir. Gebe, gönüllü onam formunu imzalamayan, ek malignitesi bulunan, numune alımı ve değerlendirme sırasında enfeksiyon tanısı veya bulgusu bulunan, hematolojik veya romatolojik rahatsızlığı olan kişiler çalışma dışı bırakılmıştır. Hasta verileri hastane arşivinden ve hastane elektronik kayıt sisteminden elde edilmiştir.
Kalprotektin Ölçümü
Hastaların çalışmaya dahil edilmesi kararı verildikten ve yazılı ve sözlü onamları alındıktan sonra hastanın rutin kan tetkiklerinin yanında kalprotektin düzeylerinin çalışılabilmesi için 5 mL venöz kan örneği alındı. Bu tüpler 2000 G’de 20 dakika ve oda sıcaklığında santrifüj edildi. Santrifüjden sonra tüpteki ayırıcı jelinde bölümüne yardımcı olduğu şekilde süpernatan kısım iki mikrotüpe alikotlanarak alındı. Mikrotüplere alınmış olan bu serum örnekleri etiketlenerek toplu analiz zamanına kadar saklanmak üzere -20 °C’de depolandı. Örneklerden serum kalprotektin düzeyi analizi ticari olarak üretilen ve enzime bağlı immünosorbent analizi metodu temeline dayanan kit ile yapılmıştır (Bioassay Technology Laboratory, Cat. No: E4010Hu). Çalışılan kan örneklerinin dahil olduğu grupların bilgisi açısından deneyleri yapan kişinin kör olması sağlanmıştır. Tüm örnekler toplandıktan sonra aynı kit ile beraber analizleri yapılmıştır. Değerlendirme alınan ticari kitin belirtmiş olduğu tüm yönergeler ve deney süreçleri takip edilerek yapılmıştır.
İstatistiksel Analiz
Çalışmamızda istatistiksel değerlendirmeler Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) (IBM SPSS Statistics 24) adlı paket program kullanılarak yapılmıştır. Kategorik ölçümler sayı ve yüzde olarak, sürekli ölçümler ise median ve standart sapma olarak özetlendi. İki nitel klinik değişken arasındaki karşılaştırma “Mann-Whitney U”, “independent sample-t testi” ve “Kruskal-Wallis H” ile analiz edildi. İki nitel değişkenin birbiriyle ilişkilerinin incelenmesinde beklenen değer düzeylerine göre “Fisher’s exact” ve “Pearson-c2” çapraz tabloları kullanılmıştır. Kalprotektin seviyesinin tedavi yanıtı ilişkisi ROC eğrisi ve ROC-AUC analizi ile değerlendirildi. Kemoterapi yanıtı için prediktif faktör analizlerinde lojistik regresyon modeli kullanıldı.
BULGULAR
Çalışmaya 89 hasta (69 kanser, 20 kontrol) dahil edildi. Meme kanseri hastalarının median yaşı 48 [minimum (min): 24- maksimum (maks): 73], kontrol grubunda 44,5 (min: 19-maks: 68) olarak saptandı ve iki grubun yaşları benzerdi (p=0,599). Kanser hastalarının %33’ü ER negatif, %46’sı PR negatif ve %54’ü HER2 negatifti (Tablo 1).
Meme kanseri hastalarında kalprotektin düzeylerinin ortalaması 28,63±30,5, medyan 16,5 (min: 6,7-maks: 160,7) saptandı. Kontrol grubunda ortalama 16,09±6,1 (min: 8,7-maks: 27,4) olarak görüldü ve 2 grup arasında istatistiksel fark yoktu (p=0,072). Ki67 sınıflarına göre kalprotektin değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (Z=-20,043; p=0,041). Ki67 sınıfı >20 olanların kalprotektin değerleri, ≤20 olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksektir.
Tam yanıtı ön gören kalprotektin seviyesi ROC-curve ile analiz edildiğinde, tanısal olarak tam yanıtı ön görmüyordu (p=0,587, AUC: 0,453) (Şekil 1).
Kemoterapi tam yanıtını ön görebilecek parametreler lojistik regresyon analizi ile değerlendirildi. Kalprotektin düzeyi ile tam yanıt arasında ilişki yoktu [Odds oranı (OR): 1,049 %95 güven aralığı (GA): 0,982-1,120, p=0,153). Yaş artması ile tam yanıt arasında pozitif bir ilişki vardı (OR: 1,092 %95 GA: 1,022-1,168, p=0,010). Östrojen negatif (OR: 0,284 %95 GA: 0,082-0,984, p=0,047) ve progresteron negatif (OR: 0,238 %95 GA: 0,067-0,841, p=0,026) daha fazla tam yanıt görülmekteydi (Tablo 2).
SONUÇ
Sonuç olarak kalprotektin düzeyi, normal popülasyon ile meme kanseri hastaları arasında anlamlı farklılık göstermedi, kalprotektin ile kemoterapi yanıtı arasında ilişki yoktu. İleriki çalışmalarda daha çok hasta sayısı ve daha homojen hasta popülasyonu ile kalprotektin ile meme kanseri tedavi yanıtı arasındaki ilişkinin araştırılması gerekmektedir.


